SAĞLIK Haber Girişi : 04 Mayıs 2021 15:48

Astım korkulacak değil, kontrol altına alınabilecek bir hastalıktır

Astım korkulacak değil, kontrol altına alınabilecek bir hastalıktır
Astım korkulacak değil, kontrol altına alınabilecek bir hastalıktır KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK

Astım korkulacak değil, kontrol altına alınabilecek bir hastalıktır

KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK

Türk Toraks Derneği Kars İl temsilcisi Kars Harakani Devlet Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Gökhan Perincek, 5 Mayıs Dünya Astım günü nedeniyle yaptığı açıklamada; Astımın korkulacak değil, kontrol altına alınabilecek bir hastalık olduğunu söyledi.

“Astım ataklarla seyreden nefes darlığı ve hırıltılı solunumla karakterize kronik bir hastalıktır.” diyen Göğüs Hastalıkları Uzmanı Gökhan Perincek, “Astım, bulaşıcı olmayan kronik hastalıkların en önemlilerinden biridir. Hastalar başlıca nefes darlığı ve hırıltı şikayetleri ile doktora başvururlar. Göğüste sıkışıklık ve geçmeyen öksürük de astıma işaret edebilir. Şikayetler gece veya sabaha doğru ortaya çıkıyorsa veya artıyorsa astım olma ihtimali artmaktadır. Hastalığın en önemli özelliği hastanın şikâyetlerinin değişkenlik göstermesi, ataklarla (krizlerle) seyretmesidir, yani bazı günler hiç olmayan, bazı günler artan, bazı günler hastaneye veya acil servise başvurmayı gerektirecek şekilde şiddetlenen şikayetlerle karakterize olmasıdır. Diğer taraftan kişiden kişiye de farklılıklar göstermektedir. Hastalarda şikayetlerin hepsi bir arada olmayabilir. Bazı hastalarda sadece öksürük bazılarında ise öksürük olmaksızın nefes darlığı olabilir. Bazı durumlarda özellikle enfeksiyon varsa tüm yakınmalar bir arada ortaya çıkabilir” şeklinde konuştu.

Astımın, çocukluk çağında daha sık görülmekle birlikte her yaşta görülebilir, her yaşta ortaya çıkabilir bir hastalık olduğunu kaydeden Perincek, “Dünyada yaklaşık 300 milyona yakın insanı etkilemektedir. Astım gelişmişlik düzeyine bakılmaksızın her ülkede görülmektedir.  Ancak astıma bağlı ölümlerin yüzde 80’nı düşük veya orta gelir düzeyinin altındaki ülkelerde gerçekleşmektedir. Astımı olan bir hastada her şey kontrol altında iken birden şikayetlerinin ortaya çıkması veya var olan şikayetlerinin aniden artması “astım atağı” olarak ifade edilmektedir. Genellikle yakınmalar sigara dumanı, hava kirliliği, egzersiz, mesleki ajanlar gibi çevresel nedenlerle, kimi hastalarda da alerjen olarak adlandırılan ev tozu akarları, polenler, hayvan deri döküntüleri ve mantar sporları gibi maddelerle tetiklenir. Tetikleyiciler, evde, okulda, işyerinde, dış ortamda olabilir. Astımın önemli tiplerinden biri de mesleksel astımdır. İşyerinde bulunan maddelere maruz kalma sonucu ortaya çıkar. Erişkinlerde görülen astımın yüzde 15'inin mesleksel astım olduğu tahmin edilmektedir” diye konuştu. 

Perincek ayrıca, “Astımda ilaçlar pek çok kronik hastalıktan farklı olarak inhalasyon (solukla alma) yöntemi ile kullanılmaktadır.” diyerek,  “Etkin bir tedavi için hastalar ilaçlarını uygun teknikle ve doktorlarının önerdiği dozda kullanmalıdır. Pek çok kronik hastalıktan farklı olarak astım, hastadan hastaya veya aynı hastada farklı zamanlarda farklı seyirler gösterebilmektedir. Dolayısı ile “bireyselleşmiş tedavi” dediğimiz kişiye özgü ve zaman içinde değişkenlik gösterebilen bir tedavi uygulanmaktadır.  Bu da ancak doktor hasta iş birliği ile mümkün olabilir. Özellikle son yıllarda astım gelişim mekanizmaları daha iyi anlaşıldıkça tedavide yeni ilaçlar geliştirilmiştir” açıklamasında bulundu.

(BA-BA-S) GAZİ KARS (KHA) - KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.