KARS Düzenleme Tarihi : 13 Kasım 2020 00:31 Haber Girişi : 13 Kasım 2020 00:32

Selim’de balıklı gölün gizemli balıkları

Selim’de balıklı gölün gizemli balıkları
Selim’de balıklı gölün gizemli balıkları KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK
Selim’de balıklı gölün gizemli balıkları Selim’de balıklı gölün gizemli balıkları

Selim’de balıklı gölün gizemli balıkları

KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK

Kars'ın Selim ilçesi Dölbentli köyünde bulunan Balıklı Göl'deki sırtı yaralı balıklar büyük dikkat çekiyor. Üreyemedikleri için sayıları artmayan balıkların sırtındaki yaralarla ilgili hikayelerin anlatıldığı göle gelenler, başka sularda yaşayamayan balıkların avlanmasının günah olduğuna inanıyor.

GÖLDEKİ BALIKLARIN ŞEHİT OLAN ASKERLER OLDUĞUNA İNANIYORLAR

Dölbentli köyündeki gölde, vücutlarının çeşitli yerinde yaralar olan balıklar, vatandaşlardan yoğun ilgi görüyor. Üreyemedikleri için sayılarının artmadığı, balıkların başka sularda yaşayamadıkları belirtilirken Kıbrıs Harbi’nde balıkların topluca kayboldukları, harpten sonra yeniden göle geldikleri ve sırtlarının da yaralı olduğunun görüldüğü ileri sürülüyor. Onun için de halk arasında buradaki balıkların avlanmasının günah olduğuna inanılıyor. Köylüler gözü gibi baktıkları balıkları günlük ekmek ve buğday gibi yiyeceklerle besliyor. Ziyarete gelenlerden bazıları suda elini yüzüne yıkıyor, bazıları şifa olsun diye içiyor bazıları da sudan götürerek evlerinde banyo yapıyorlar.

Muhtar Abdurrahman Reçber, “Büyüklerimiz anlatırlardı ve derlerdi ki 1974 yılında Kıbrıs Harbi’nde balıklar olduğu gibi hepsi kaybolmuş. Tekrar geri geldiklerinde hepsinin sırtında yara izleri varmış. Burası çok eskiden beri varmış. Balıkların sayısı ne artar nede azalır. Kara balık diye bildiğimiz balıkların sayısı hep böyle hiç değişmiyor ve bir yere de gitmiyorlar. Kaynak su burası, burada taşların diplerindeki yuvalarında bekliyorlar. Suyu da yazın çok soğuk kışın da çok sıcak olur. Kış aylarında burası buz tutmaz ve buhar çıkar. Köyümüze bu gölü ve balıkları görmek için çok gelip gidenler oluyor. Pandemiden dolayı şu anda fazla gelip giden yok ama burası ülke genelinde hatta yurt dışında bile iyi bilinir. Edirne, İstanbul, Hollanda ve Almanya’dan bile gelenler oluyor. Burada piknik yapıyorlar suda ellerini yüzlerini yıkıyorlar. Gerekirse suyunu bile evlerine götürüyorlar. Bu kaynak su da bir azalma bile olmuyor sürekli su oranı aynı duruyor.” dedi.

Göle sürekli buğday ve ekmek bırakan Metin Bozkurt (61) da gölün etrafının eskiden çayır çimen olduğunu, gölün zarar görmesinin köylüler tarafından etrafının duvarla örülüp koruma altına alındığını söyledi. Uzun yıllardır bu göle büyük önem verdiklerini de kaydeden Bozkurt, “Bir çok rahatsızlıklara bu suyun iyi geldiği biliniyor. Bu suyla yıkanıp, içenlerin bazı hastalıklarından ve rahatsızlıklarından kurtulduklarını duyduk. Ben bile buranın suyuyla yıkandım ve rahatladım.  Dizlerim ağrıyordu bu sudan kullandım ve ağrılarımdan kurtardım. Buraya belirli zamanlarda gelip balıkların açlığını gidermesi için buğday ve ekmek bırakmıyoruz. Çünkü buğday bereket demektir. ” diye konuştu.

(BA-BA-S) GAZİ KARS (KHA) / KAFKAS HABER AJANSI / BEDİR ALTUNOK

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • BAKİ UZUN 16 Kasım 2020 15:51

    Ben aslen dölbentli köylüsündenim. Ailem yıllar önce bu köyden geç etmişlerid. Yıllar sonra köyü ziyarete gelmiştim. Oğlumun ayakalrında sulu yaralar çıkıyordu.Doktorlara gitmiştik kren falan kullanmıştık,iyileşmiyordu. Şifa olur diye çıplak ayak suya girmişti. Ankaraya döndüğümüzde hiç bir şey kalmamıştı. Sanırım bu suyun şifası olmuştu. Bu suyun sırrı gerçekten incelenmeli. Eski aile büyüklerimizde burası için bir çok hikayelerde analtılırdı.